“Balon” dendi mi,  bir kutlamanın donanımı  veya bir olayı protesto için kullanılan lastikten yapılmış rengarenk süs malzemesi gelir aklımıza.  Bir de insanlara güçlü mesajlar vermek için kullanılan “Pembe Balonlar” ardır ki, kanser hastaları hep pembe renkler ve pembe balonlarla mesaj verirler dünyaya.
           
Esasında pembe balonlar bir farkındalık yaratmaya yöneliktir.  Bir umut, sağlıklı bir gelecek ve yaşamın baş belası kesilen kanser vakalarına son vermektir esas olan.
           
Artık nerede nasıl bir pembe balon görsek, mutlaka kanserle ilgili bir mesaj verildiğini anlarız.  Toplu halde kanserli insanların ellerinde pembe balonlarla meydanlara dökülmesi ne kadar trajiktir değil mi?  Onların o duruş ve davranışları, adeta “Lütfen bizi anlayın ve yardım elinizi uzatın” mesajını veriyor.  Tabii ki bir de, erken tanı için “Geç kalmayın” diyor o pembe balonlar.
           
Bilmem anımsayacak mısınız?
           
Özellikle geçen yıl dünyada kadına uygulanan şiddeti protesto için siyah balonlar uçurmuşlardı.  O siyah balonlarla kadınlar yaşadıkları acıları herkesin gözüne sokmuştu.  Hatta çırılçıplak meydanlarda soyunarak dünyayı ayağa kaldırmışlardı Avrupa’nın bazı kentlerindeki kadın topluluklar.
           
Buna benzer balon objesini eşcinseller de kullanmışlar ve kendi yaşantılarının farkındalığını ortaya koymak için bayağı bir hareket yaratmışlardı.
           
23 Nisan Çocuk Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda çocuklarımızın en çok kullandıkları objelerden birisi de rengarenk balonlardır.  Onların kullandıkları rengarenk bayonlar, bir sevincin, bir güzel yaşamın ve önemli bir günün kutlanması amacını taşıyor.  Ve Kanser Hastalarına Yardım Derneği de “Pembe Balonlar”la veriyor mesajlarını.
           
Bu derneğin 2013 yılında yayınlamış olduğu “UMUT” dergisinin birinci sayısında dernek başkanı Raziye Kocaismail’in şu sözleri bayağı beni etkiledi diyebilirim.  Şayet siz de o yazıyı okursanız, siz de etkilenirsiniz.  Bakınız Kocaismail derginin birinci sayısındaki önsözünde ne demiş...
           
“Dernek olarak b izim için hayati önem taşıyan bir konuya değinmek ve uykularımı kaçıran bur gerçeği sizlerle paylaşmak istiyorum.
Herkesin bildiği gibi Derneğimiz, hayırsever vatandaşların gönüllü katkıları ve kamuda çalışan, her biri kocaman birer iyi yürek taşıyan insanlarımızın yine gönüllü maaş kesintileri ile ayakta durmaya ve hastaların yanı sıra onların ailelerine de yetişmeye çalışıyor.  Takdir sizindir ama Kanser Hastalarına Yardım Derneği, aslında Devlet politikası olması gereken bir işlevi üstlenmiş bulunuyor.  Nedir bu işlev diye soracak olursanız:  Her şeyden önce hastaların maddi, manevi ihtiyaçları karşılanmaya çalışılıyor.  Sadece bu yardım bile büyük maddi kaynak gerektiren bir iş.  Hastalara evde bakımdan tutun da rahatsızlığı nedeniyle derslerinden geri kalan yavrularımızın eğitimleri için her ay on binlerce lira harcanıyor...”
           
Raziye Kocaismail’in parmak basmak istediği ve hepimizden de ‘büyük’ olarak nitelediği yardım vurgulamasıdır.  Bakınız bu konuda ne diyor Kocaismail.
           
“İşte tam bu noktada sizler devreye giriyorsunuz.  Derneği kurduğumuz yirmi yıl önce yüreklerini bize açan binlerce kamu görevlisinin maaşlarından yapılan gönüllü katkıları, o yıllar için kuruşlarla ifade ediliyordu.  Yani 25, 30, 40 veya 50 kuruşluk gönüllü kesintiler vardı.  Hepsine bir kez daha içtenlikle teşekkür ediyorum.  Ne var ki aradan geçen 20 yılda söz konusu kesintiler, yani o kuruşların miktarı büyük oranda hala değişmedi.  Kamuda çalışan gönüllülerimizin, bugün kuruşlarla ifade edilen kesintilerini en azından 5 TL’ye yükseltmeleri, Derneğe müthiş bir rahatlama getirecektir.”
           
Evvelki hafta Kanal T’de sunmakta olduğum “NABIZ Programı”nın konuğu Sağlık Bakanı Ahmet Gülle’ydi.  Gülle ile ülkenin sağlık sorunlarını ve Onkoloji Hastanesi’ni  konuşmuştuk. Bir de kontrolsuz gıdaları ve sorumsuzca sebzelere atılan ve kansere yol açan taze yiyecekleri...
           
İşte o açık oturumda söz etmişti Sağlık Bakanı Gülle.
           
“Rumlar kanserli hastalarımıza yardım ve tedavilerin kapısını kapatınca, tablo tam manası ile ortaya çıktı.  O güne kadar kuzeyde kaç tane kanserli insanımız olduğunu bilmiyorduk, ta ki Rumlar bu kapıyı kapatıp, tümü bizim Onkoloji Servisimiz’e baş vurana kadar.  Kanser tedavisi çok pahalı bir şeydir.  İlaçlar korkunç denecek bir boyuttadır.  Bireyin kendi imkanları ile bu ilaçları temin etmesi çok zordur.  Devlet için zor da olsa biz bunları karşılıyoruz.  Tabiatiyle de yine Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesi içinde Onkoloji Hastanemizin ihalesine çıkıyoruz.”
           
Bütün bu ifadeleri bir araya getirdiğimde kanserlilerin ne büyük bir savaş verdiklerini anlayabiliyorum. Kanserlilere Yardım Derneği ile Sağlık Bakanlığı’nın verdiği o büyük savaş, gerçekten takdire şayandır.
           
Yine de yazımın sonunda Kocaismail’in ifade ettiği 25-50 kuruşluk gönüllü maaş kesintisi yardımına değinmek istiyorum.
           
Tam yirmi yıl önce bu para belki işe yarıyordu.  Ama artan hayat pahalılığı, ilaçların satın alınamaz duruma gelmesi, bu statik rakamın artın bir anlam ifade etmediği kanaatine vardım.  Siz de bunun farkında mısınız?  Kocaismail’in ifade ettiği gibi bu yardım kesintileri 5 TL’ye yükseltilse kimin cebini yakacak bu para.  Artık 5 TL bile kafi gelmiyor kanser hastalarına.  Ama onlar o kadar büyük bir savaş veriyorlar ki, “Bu kesintiler 5 TL’ye yükseltilirse bize çok büyük bir rahatlık getirecek” demeleri de insanı hem düşündürüyor, hem de üzüyor.
           
Kanser Hastalarına Yardım Derneği’nin şubelerini ve gönüllü insanlarını görünce ünlü şair Atilla İlhan’ın “Hürriyet” şiirinde kullandığı şu mısraları aklıma geldi.
           
“Ben artık bir değil, birkaç kişiyim.  Bir vakit Jan Jöres’in kürsüsünde, bir vakit Çerdenkof tarafından asılan sosyal demokrat gazetecisi, ve bir Kuvva-i Milliye telgrafçısı.  Ben artık bir değil, birkaç kişiyim...”
           
İşte Kanser Hastalarına Yardım Derneği de artık bir değil, birkaç kişi de değil, binlercedir, acılarıyla çığlıklarıyla...
           
İnsan kanser olmaya görsün.  Olduktan sonra daha iyi anlar galiba bu acılı insanların verdikleri savaşı ve o “PEMBE BALONLAR”ın anlamını...