9 Mart 1964 ‘ te Rum ve Yunanlıların çok üstün kuvvetlerine karşı destan yaratan, o günkü Baf direnişçilerini , bu günün şehitlerini , andık .
     Her yıl olduğu gibi bu yıl da , o dönemden kalan insanlarımızda bir azalmanın olduğunu görerek içim burkuldu .
     Dün , iki ayrı tören oldu .
     Bir tanesi , 9 Mart şehitleri için .
     Diğeri de , 1967 yılında Rumlar tarafından kaçırılan ve öldürülüp yok edilen Kaynakçı Fuat Dayımızın bulunan kemiklerinin defnedilme , için .
     İlk önce 9 Mart töreninden , bahsetmek istiyorum .
     9 Mart’ın Rumlar tarafından  başlatılan, bir karşılık alma .
     Bir şeyin bedeli olarak, gösterilmek istenmektedir .
     Daha açıkçası , Baf Türk’ünün, 7 Martta  Rumlara yapılan bir saldırının rövanşı olarak gösterilmeye çalışılmaktadır .
     Bunu anlatmaya ve yaymaya çalışanlar , kulaktan dolma bilgilerle olayları yaşamamış, yeni nesle yanlış bilgiler veriyorlar. Bu yanlış bilgileri veren veya kasıtlı olarak bu şekilde davranan kişiler , bir şeyi unutuyorlar .
     Unuttukları da , bu şehitler olmasa  ve bu mücadele verilmese idi , bu arkadaşlar , bunları konuşmak için hayatta dahi olmayacaklardı .
     9 mart direnişini eleştiren ve suçlayanlar , bu  davranışlarını da bu şehit ve gazilere borçludurlar .
     Daha da ileriye, gideceğim .
     Nefes alış ve verişlerini de, bu şehitlere borçludurlar .
     7 Mart’taki çarpışmaları gerekçe göstererek , 9 martta Baf Türk’üne yapılan saldırıları haklı göstermeye çalışanlar . Daha o yıllarda belki de “ entaricik” giyiyorlardı .
     7 Mart çarpışmalarının  nedeni , Kasap Rayıf’ın damadı, Postacı Cevdet’în vurulması ile başladı .
     Yani , ilk kurşunun karşı taraftan atılması ile başladı .
     O gün açık Pazar da olduğu için , sivil kişiler de her iki taraftan, zarar gördü .
     9 Martı , 7 Martta başlayıp da , Rum halkından zarar görenlerin ve ölenlerin haklı bir nedeni olarak gösterilmesini de, anlamak mümkün değil .
     Olayı yaşamamış ,şimdiki yaş itibarı ile de 9 Martı yaşamamış kişilerin 9 Martta , Rumların Türk semtine saldırmalarını haklı gösterme gayretleri .  Her halde bir misyonu üstlenenlerin , işi olsa gerek.
     Mart çarpışmalarını da Rumlara karşı bir soy kırım olarak , göstermeye çalışmaları , ayni misyonun bir parçası olsa gerek .
     Bu arkadaşlara hatırlatmak isterim .
     Ayni hassasiyeti , Murat Ağa ve Sandallar’daki Türk’lere karşı soy kırım olayına da göstersinler .
     Bu misyonu üstlenenler , nerede ise , 11 yıl gettolarda yaşayan Kıbrıs Türk’ünü tümden suçlayacaklar .
     Bu misyonu üstlenenler her zaman ve her yerde boy gösterirler .
     Bunlar, kendilerini vatansever olarak göstermeye çalışanlar .
     Emperyal çözüm paketlerine de “ eyvallah “ diyenlerdir .
     Yel değirmeni gibi , rüzgar nereye dönerse , o tarafa dönenlerdir .
     Kısacası , çocukluk yıllarında , isbahoyla çevirdiğimiz topaçlardır .
     Sözde aydınlar ve sözde solculardır .
     Bunlar acınacak zavallılardır .
     Dün iki törenin olduğunu , yukarıda yazmıştım .
     Birisi de , 1967 yılında kaçırılıp öldürülen ve izine rastlanmayan Baf’lı , kaynakçı ve demirci ustası Rahmetli Fuat Ustanın defin töreni idi .
     Fuat Usta , 1967 yılında , Rum kesimine dükkanı için malzeme almaya gitmiş ve o günden sonra da , kendisinden bir haber alınamamıştı .
     Geçen günlerde , iki kızını tesadüfen gördüm .
     Onlardan , babalarının , öldürülüp gömülü olduğu yer bulunmuş ve
kemiklerinin , kuzeye getirilip törenle defnedileceğini öğrendim .
     Tarih de , 9 Mart .
     Anma töreninin ayni güne geldiğini , Baf’lıların bölüneceğini de söyledim .
     Programın , böyle olduğunu söylediler .
     Rahmetli Fuat Dayı , Baf’ta demircilik ve kaynakçılık yapan birisi idi .
     İşi temiz ve sağlam olduğu için , pek çok müşterisi vardı .
     Müşterilerin fazlası da, Rum idi .
     1963’te, Türk’lere karşı yapılan soy kırımdan sonra . Fuat Usta , avadanlıklarını  toplayıp, Türk semtine geçtiydi .
     İşini, Türk semtinde sürdürmeye çalışıyordu .
     İşler, 63 sonrası , gayet kesat  gidiyordu.
     Bu ortamda ailesi ile hayatını, tüm Baf’lılar gibi, zorluklarla mücadele ederek devam ettirmeye uğraşıyordu.
     İşler kesattı .
     Buna rağmen , rızkını çıkarmanın peşinde idi.
     Evlat sayısı , kabarıktı .
     İşte böyle bir ortamda , çalıştığı iş yeri için , Rum semtine malzeme almaya gitti .
     Gidiş o gidiş .
     Bir daha geri dönmedi .
     Geride kalan bir eş ve hepsi okul çağında olan evlatlar .
     O günü hiç unutmam .
     Çalıştığı yer , bizim evin yanında idi .
     Akşamlara kadar bekledik, belki gelir diye .
     Günler geçti , aylar geçti , seneler geçti .
     Hiçbir umut ışığı gelmedi , Fuat Usta ile ilgili olarak .
     Umutlar söndü .
     Bekleyişler bitti .
     Acı sonuç , kabullenilmeye , sindirilmeye çalışıldı .
     Belki kabullenme mümkün olur da , sindirme mümkün olur mu ?
     9 Martı , 7 Marta bağlayan , zavallılar , Fuat Ustanın öldürülmesi karşısında
hangi misyonu üstlenip , hangi martavalı atacaklar ?
     Fuat Ustayla ayni gün , namı diğerle Ali Vuyi ve Mehmet Ziba da kaçırılıp öldürüldüler .
     Ceset kalıntılarına hala daha ulaşılamadı .
     Bulunamadı .
     Adada bunlar gibi pek çok kişi kaçırılıp öldürüldüler .
     Kayıp otobüs yolcuları nerede ?
     Dohni Köyünün Türk erkekleri nerede ?
     Bunlar da mı 7 Martın karşılığı olarak , alınan , kaçırılan  ve öldürülen
Türk’lerdir ?
     Fuat dayımıza, Tüm şehitlerimiz gibi tanrıdan rahmet diler  Hepsinin mekanları , nur olsun, ışıklarla dolsun .