CTP’nin ‘‘ takvimlendirilmiş, ucu kapalı, sonuç almaya odaklı ve olası başarısızlık halinde şu anda süregelen statükonun olduğu gibi kalamayacağının BM genel sekreteri tarafından duyurulması ’’ mealindeki önerisi ışığında Kıbrıs Müzakere sürecinin son defa Federasyon ; iki bölgeli iki toplumlu siyasal eşitliğe dayalı olarak başlatılması önerisi Cumhurbaşkanı Tatar’ın dosyasında birincil olarak değilse de ikincil öneri olarak Guteres’in masasına taşınmalıdır.
Evet bunu öneriyorum.
KKTC’nin bağımsız bir devlet  ve fakat vesayet altında bir bağımsızlık değil tam bağımsız bir devlet olması gerektiğini Sayın Tatar’dan yıllar önce taa 1980’li yılların sonundan, 1990’lı yılların başından beri savunan birisi olarak diyorum ki Sayın Tatar ve şu andaki hükümet İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM konusunda kendi içlerinde bile net değildirler ve  bu önerinin altını bir türlü dolduramıyorlar.
Kafası karışık bir şekilde olanların iki devletlilik tezini uluslararası alanda hakkıyla savunmaları olası değildir na mümkündür.
Açıklamaya bakınız ve dikkatle, derinliğine düşününüz. ‘‘ eşit egemen ve uluslararası eşit statüye sahip iki devletin yan yana yaşayacağının kabul edileceği bir çözüm tek çözümdür ’’
Fransa ile Almanya yan yana yaşayan iki devlettirler bu halin kabulü için bir anlaşma ihtiyacı içerisinde değildirler, bunun gibi pek çok örnek verilebilir.
Demem o ki.
Eğer tezimiz / teziniz bağımsız bir devlet olarak varlığımızı sürdürmemiz ise bunu komşularımız ile tartışmanın hiçbir anlamı ve gereği yoktur. Biz bağımsız bir devletiz dersiniz ve yolunuza devam edersiniz.
Fakat durum hiç de böyle değildir.
Kendisine iki devletli çözüm konusunda ‘‘ ŞAHİN ’’ algısı yaratanlar öyle bir imaj mışş gibi yapanların, tonla Türk lirası harcanarak çimlendirilen TAKSİM SAHASINDA iki yıldır kramponlarla çime basıp top sektiremedikleri ve paslaşamadıkları gibi Yiğitler yolunda sözel olarak da esip yağıp gürlerken bir türlü yağamadıkları gerçeği de ayna gibi hatta tokat gibi yüzümüze yansıyor.
İki devletli çözümü savunma ve kabul ettirme yolunda ne içte ne de dışta yıllardır taşı taşın üstüne koyamayan hükümet ve resmi görüşmeci bu konuda BM Genel Sekreterinin masasına iddialı oldukları iki devletlilik tezinin altını nasıl dolduracaklardır.
Doldurabilecek durumda iseler biz KKTC halkının da bunu bilmesi gerekmiyor mu.
Türk Devletleri Topluluğuna gözlemci üye olduk ve fakat bu gözlemci üyelik sıfatının yıllardır İslam İşbirliği Topluluğu için de uhdemizde olduğunu ve bunun bize diplomatik alanda hiçbir yarar sağlamadığını hatırlatmalıyım.
En son Kazakistan’da başımıza neler geldiği malumumuzdur.
Hal ve haller böyleyken Guteres ile görüşmeye hazırlıksız ya da baştan savma hazırlık ile gitmek faydadan çok zarar da verebilir, aman dikkat.
Müzakere strateji ve donanım ayrıca da hazırlık gerektirir.