Başta Birleşik Krallık ve Avusturalya olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerinde on binlerce hatta yüz binlerce Kıbrıs Türkü var mı.
Evet var ve fakat bir Kıbrıs Türk Diasporası ne yazık ki yok.
Fransa’da Ermeni ve Kürt diasporalarının neler yaptığını incelersek diasporanın ne demek olduğunu anlayabiliriz ve buradan hareketle de Türkiye’nin de Avrupa ya da Amerika’da etkili Türk diasporası olduğunu söylemek iddia etmek sadece kendimizi kandırmak olur.
Öyle yapıyoruz.
Kendimizi kandırmaya çalışmayı etkili siyaset sanıyor KKTC seçilmişleri.
Taksim sahası olayı belli ki ders olmamış KKTC hükümeti için.
Yıllardır BM ‘‘ Barış Gücünün ’’ görev süresi altı aylık periodlar olarak uzatılıyor ve bu yapılırken de Kıbrıs Türklerinin ( Geçici Türk Yönetimi, Otonom Türk Yönetimi, Kıbrıs Türk Federe Devleti ve nihayet KKTC olarak ) onayına ihtiyaç duyulmuyor hatta görüşü bile alınmıyor ve biz iki üç gün Türke Türkçe propaganda yaparak olayı sözde evet sözde protesto ediyoruz, bir dahaki sefere asla kabul etmeyiz diyoruz sonra altı ay geçiyor ve UNFCYP’ın görevi altı ay daha uzatılıyor yine bizim onayımız alınmadan görüşümüz sorulmadan.
Ne bıktı ne usandı bizimkiler bize propaganda yapmaktan oysa bizim propagandaya ihtiyacımız yok.
Propaganda yapılacak merkezler Washington, Brüksel, AB, ABD, UK, RUSYA ÇİN ve diğer devletler.
Biz ise bilmem ne karası şenliklerinde Amerika değil, Rusya değil, Çin değil AB değil EN BÜYÜK TÜRKİYE diye slogan atıyoruz ki, cim cim cim dal dal dal AB, AB al al al kısmını da söyleseydik tam dünya kupası şampiyonluk tribünü olacaktı.
Açık ve net olan bir şey var ki BM çatısı altında sürdürülen altmış yıldır sürdürülen müzakere sürecinde ilk defa bir BM genel sekreteri bizi anlamaya çalışmakta ve bize hak vermek için fırsat kollamaktadır.
Guterres  Kıbrıs Türk halkı için KKTC için bir şanstır ve biz bunu değerlendiremiyoruz.
İki arada bir derde ya da iki ayak bir pabuçta bir siyasetle olmaz bu işler.
Ya tanınma istiyorsun ya da eşitliğimizin teyidini istiyorsun.
Açık ve net bir şekilde Güvenlik konseyi üyesi devlerlerin ve Brüksel’in Moskova ve Pekin’in önüne argümanları ve kanıtları ile 1960 anayasası ile koymalıyız ki Kıbrıs Cumhuriyeti siyasal eşitlik ve uluslar arası eşit statü üzerine inşa edilmiştir.
Nedendir bilinmez , belki de bilmediklerindendir bizim seçilmişlerimiz 1960 anayasasını dünya kamu oyunun ve etkili başkentlerin önüne koymaktan kaçınıyor çekiniyor.
BM genel kurulu toplantılarına giderken gereken donanım yeni ve kareli bir ceket değil, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti anayasası ve kuruluş argümanlarını felsefesini hatm etmiş ve muhatapların önüne koymaya hazır olmaktır.