Bevvap adları buydu, her okulda bir iki tane bevvap olurdu.
Huriye Nenem Viktorya Kız Lisesi’nin ( sonraları Lefkoşa Türk Kız Lisesi – LTKL ) bevvaplarındandı. Bevvap yerine hademe ikame edildiyse de ‘‘ modernleşme ’’ okullarımızı bevvapsız hademesiz temizlikçisiz bıraktı.
Ama.
Öğrenciyken biz paydos zili ile birlikte ilk yaptığımız iş sandalyelerimizi ters çevirerek sıraların üstüne yerleştirmekti.
Bunu bevvaplara temizlikçilere kolaylık olsun diye yapardık, sınıflar süpürlürken daha rahat hareket edilebilir ve iş daha erken biter daha başarılı olurdu. Bir yandan da öğrencinin hayata ve temizlikçiye karşı saygı ve sorumluluğuydu da.
Peki şimdi.
Her yağmur hayatı neredeyse felç noktasına getiriyorsa biz hani de devlettik.
Devlet demek ben devletim diye böbürlenmekten ibaret değildir.
Son kırk yılın otuz beşini hükümet olarak geçiren bir parti 35 yılda hastane çemberi yanındaki su birikintisini bile önleyemiyorsa.
Depremin üzerinden üç yıl geçmiş olmasına karşın Mağusalılara, Lefkelilere işte size yeni okullar diyemiyorsa.
Son on ekonomik ve mali protokolda Güzelyurt ve Girne hastaneleri bitirilecek diye yazmasına rağmen bu hastaneler çok sayın hükümetlere sabotaj yaparak hükümetin bütün gayretlerine ve protokolların amir hükümlerine karşın bitmemekte inat ediyorlarsa.
KKTC milletvekilleri bilmem nerenin , misal Türkiye’nin Azerbaycanın ve veya Türk dış basın mensupları ile spor ambargosunu kırmak için maçlar yapıyorsa ve fakat KTFF kulüpleri kendi aralarında top oynarken yabancılara eurolar ödüyorsa bu ambargo ne bok yemenin arapçasıdır ki devam eder.
Kendilerini hükümet zannedenler bunca yıldır yol kenarlarında yolun ortasına doğru biriken yağmur sularına çare bulamıyorsa bunlara hükümet demek caiz olmadığı gibi bunların KKTC devletini de sürekli erozyona uğrattıkları bir gerçektir.
Bevvaplar bu hükümetten çok daha fazla iş yapıyordu
nokta