Sesinle
Ucundan tutan denizi kıyısından
Kumundan tuzundan
Çoğalır sesim.
Suiçer çiçekler ağzından
Ve kanat diker günde beş vakit kuşlara ellerin.

Canlılar içinde tek insandır utanan – utandırılan atasından, ne kuzu ne de kurt yargılamaz melemeyi ulumayı, yapraklar dilidir ağaçların hışırdar onlar rüzgârda, ne çınar özenir selvi uğultusuna ne de zeytin ormanların gümbürtüsüne.

İçimdir yerin
Yerleş.
Ve kal.

Çiçeklerini ömrüme
Göğünaltındagöğsün.
bahçemdir
Allı morlu narlı.

İçmiş de suyumdan
Keçilerin yollarıdır düşünce yüzün aklıma

Bir evrim yeni bir evrim sürecinin başlangıç noktası olan doğmak eyleminden hemen sonra başlayan kişisel evrim süreci, insanlığın top yekûn evriminden farklı ve fakat onu etkileyen, ondan etkilenen bir süreçtir,

Ve...

Irmaklar kesişir bileklerindir
Ufkunardı parmak uçların ki tutuşur bir kırmızı
Gül ya da nar
Açınca
9kerre düşünmesi ve bir söylemesi aşkın kendini
Nedendir
ağacın en derin en eski hasreti illedeille kendini
Yenileyecek o sesi hasretle beklemesi
Ve düşürmesi yüreğinden depremle
Çekirdeğini
Adınseninnedir
Sesin ezelebed şiirimdir


Ve kimi ölümler de devrimdir. Her ölüm devrim değildir ama kimi ölümler devrimdir, bunun uzak örneklerinden bazıları, Spartaküs’ün, İsa’nın, Musa’nın, Muhammed’in, ölümleridir. Daha yakın örnekler arasında Che Guevara’nın, Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümlerini de sayabilirim. Öldükten sonra etkileri artan hatta çığ gibi büyüyen kaç ölümlü geçti ki dünyadan.

Gülsür
Dudaklarına ve gel aysularından
Günrüzgarından
Gelvekal
Kalışın kiraz mevsimi olsun
Sonsuzluğunda çocukluğunun
Tomurcuksun