Basit konularda başlar oluşumu bu sendromun, türlü türlü pişmanlıkların yaşanmasından sonra.

Hatta ciddi bir sendrom olur tekrarlandıkça... Bu sendrom pişmanlıklar bu sendrom keşkecilik yani keşke yapmasam, keşke etmesem sendromudur.

Bu zaman sürecinde özgüven duygusunun zayıflaması paralelinde artmaktadır.

Ve yeterince güvenmemesidir insanın kendi kendine ayni zamanda...

Sonuçta insan oldukça mutsuzluk yaşar bu sendromla.

Çünkü kendi kararı ile oluşan bir eylemden sonra pişmanlık sendromunun etkileriyle ulaşılmış sonuçları gittikçe daha fazla beğenmemeye başlar.

Belki baskı altında ya da başkalarının telkinleriyle bir karar verebilir insan.

Fakat vermişse kararını şöyle veya böyle. zararı çok az olabilirse kararından vazgeçebilir de...

Böylece nerden ve nasıl etkilenmişse etkilensin insan sonunda farklı bir kararla kurtulabilir de pişmanlıklarından.

Ama bazı insanlarda kuşkular belki de istemsizce devam eder...

Devam ettikçe de kuşkular mutsuzluk bırakmaz peşini.

Kararının doğruluğunu ara ara ve bazan da sürekli olarak özellikle boş anlarında sorgulamaya devam eder.

Böyle durumlarda ortaya çıkabilecek ve bireyin sahip olduklarından soğumasına neden olan ve onu keşkelere sevkeden kararsızlıklar ciddi boyutlara kadar varabiliyor.

Uzun süren kararsızlık ve arkasından gelebilen pişmanlık davranış bozukluklarına bile sebep olabilmekte...

Evet ısrar etmekteyim baştaki teşhisime...

Özgüven yetersizliği en önemli nedenidir bu sendromun ebeveyinler dikkat etmelidir bir hususa, karar vermeyi çok küçük yaşlardan alıştırmalısınız çocuklarınıza.

Yanlış seçimler de yapabilir çocuklar zaten onların adları çocuk değil mi?

Hata yapmak onların da hakkı.

Hatalar yaparaktan doğruları öğrenecekler.

Koruyun onları baskı ve telkinlerinizden...

İlle de evladınızın özgürce karar verebilen özgüvenli bir kişilik olmasını isterseniz eğer.

Bilimlerin Sonsuzluğu

Teoman ERSÖZ

Neden nedenlerden çok sonuçlar ilgilendirmektedir insanı.

Besbelli ki insan, davranış belirlemesi için ille de sonuçların bekleyişindedir her zaman.

Esasında nedensellik adı verilen ilke.

Aklın önemli bir vazgeçilmezidir.

Bu ilke sayesinde insanoğlu mucizevi bilinmiyenleri ile mucizevi inintizamını kavratan bir akıl harikası ilkedir nedensellik...

Elbette pratik yaşamımızda bir olgunun nasıl olduğu, veya nasıl oluştuğunu bilmeden ne kavrayabiliriz doğayı sonra olumlu sonuçlar alınınca zihnin alışkanlığı ile neden sorusuna iğilir ve sonuçla sebep arasındaki korelasyonu keşfetmiş oluruz ki.

Doğa denilen esrarengiz çevre öylesine esrarla dopdolu ki sırları çözümlendikçe doğaya yaklaşnaktayız ama doğanın esrarı sanki aynen yerinde durmaktadır.

Bu da bilimsel problematığinin sonsuzluğunu anlatır.