Uzun bayram tatili sonrasında, zor, karmaşık, belirsiz ve risklerle/tehlikelerle dolu günler bizi bekliyor. İlk anda aklıma gelenler, TL’nin değer kaybının yarattığı pahalılık furyası;  Türk-Amerikan Soğuk Savaşı’ndaki tırmanma; Rum tarafının doğalgaz konusunu çok yönlü tırmandırma çabası; garantilerin sürdürülemez olduğunu söyleyip çizmeyi fena aştığı halde bizden tıss çıkmayan konuda BM Genel Sekreteri’nin ne yapacağı merakı!
Yine de iyi işler de oluyor bu ülkede! Gelin olagelen bazı güzel işlere bakalım bugün!
Masamın üzerinde iki kitap var: Lefke Tarihi Ve Kültürü Üzerine Araştırmalar ve Güzelim Lefke. İkisi de Doç. Dr. Elnur Ağayev imzasını taşıyor. İlkinde editör, ikincisinde yazar olarak!
Bunlara göz atmaya ne dersiniz?

“LEFKE TARİHİ VE KÜLTÜRÜ 
ÜZERİNE ARAŞTIRMALAR”
Bir Lefke Avrupa Üniversitesi yayını olan Lefke Tarihi Ve Kültürü Üzerine Araştırmalar, 438 sayfalık bir kitap!  Kitap için “tarihi Lefke bölgesinin, bilimsel veriler ışığında araştırılmasına yönelik giriş niteliğinde bir eserdir” diyerek bu girişin arkasının geleceğini işaret eder Elnur Ağayev önsözünde!
Kitap bir derlemedir. İçinde zengin içerikli 27 yazı/makale vardır. Elnur Ağayev’e göre “Bu çalışma, Lefke okumaları yapanlar için bir kaynak niteliği taşıyacak ve ayrıca Lefke ile ilgili çalışma yapanların başucu kitabı olacaktır” ki bu görüşe aynen katılıyorum.  
Lefke ile ilgili böyle bir çalışma Harid Fedai’siz olmaz elbette! Nitekim buna yönelik düşüncenin yeşermesinde onun katkıları anlatılır kitapta! Zaten kitaptaki 27 yazı/makale’nin dördü ona ait ve kitabın başında yaşamöyküsü ile birlikte dört çalışması, Harid Fedai Özel Bölümü olarak verilmiş. Ortaya çıkan bu güzel ve anlamlı kaynak eserde, çok değerli araştırmacılar ve bilim insanları katkı koydu. Benim de -naçizane- “Evliya Çelebi’nin İzinde Kuzey Kıbrıs Seyahatnamesi’nde Lefke” adını taşıyan bir katkım var.
Başta Elnur Ağayev olmak üzere, katkısı olan herkesi ve başta Sayın Rektör, böyle bir projeyi yaşama geçiren Lefke Avrupa Üniversitesi’ni gönülden kutlarım. Bu yapıt, Lefke üzerinden toplum belleğine ciddi bir katkı ve önemli bir kaynak eser oldu. Keşke her kentimiz, her kasabamız, her beldemiz, hatta her köyümüz için öyle çalışmalar yapılıp da kitaplaştırılsa!  

“GÜZELİM LEFKE”
“’Lefke güzeldir’ ifadesi göreceli olmayan bir kavramdır. Lefke’ye gelip bölgenin insanını tanıyan, çarşısını dolaşan, tarihi mekânlarını ziyaret eden, portokal bahçelerinin kokusundan kendisinden geçenlerin günün sonunda ağızlarından gayrı ihtiyari şu ifade dökülür: Lefke güzeldir.” Alıntı kitabın yazarı Elnur Ağayev’den! 
Elnur Ağayev, Lefke’ye gelişini ve sevdalanmasını, oldukça duygusal ifadelerle anlatır bu kitabında! Alıntılar, şiirler aktarır; öykülemeler yapar. 
Kimler yok ki andığı, alıntıladığı, sözünü ettiği kişiler arasında?
Elbette ki baş yerde Harid Fedai vardır. Gülgün Serdar, Süleyman Nasip; Necla Salih Suphi, Fikret Demirağ,  Urkiye Mine Balman, İbrahim Zeki Burdurlu, Alev Arsal ve de dünya çapında bilim adamı hemşerimiz Niyazi Berkes vardır. 
Arabacı (garutsacı) Sabri Dayı, Lefke muhtarı Tahsin Ahmet Şevki, Beyaz Rus doktor Boris Vroblevski, Aşık Dursun Ceylani,  bir dönemin belediye başkanı Fadıl Nekipzade, Lefkeli öğretmen Talat Yurdakul’u da anlatılır kitapta!
Şu başlıklara bakın: “Lefke’de Osmanlı Dönemi Mezarlığı;” “Doktor Rose Pendaya (Cengiz Topel) Hastahanesi Hakkında;” “Çamlıköy’de Otel Ve Han; Naile’nin ‘Adâb Erkân’ Bilen Kızları;” “Abdülhmitçi Lefke  veya Hamidiye Hicaz Demiryolu ‘Çorbası’nda Lefkelilerin ‘Tuz’u;” “Lefke Belediye Reisi Ahmet Zeki Efendinin Teşekkür Mektubu;” “1932 Yılında Lefke’de Bir İçtima;” “Lefke’de Anonim Bir Aşk Mektubu;” “Lefke’de Bir Yol Yapım Projesinin Kısa Tarihçesi;” “Lefke’de Ermeni Kolonisi        
Elnur Ağayev’in, “bilimsel asık suratlılığa” bürünmeyen hoş bir anlatısı vardır. Rahat okunur. Öykülemeleri güzel! Hani “roman tadında” denir ya, onun gibi! Roman okuduğunuzu sanırsınız ya da anı, deneme, anlatı, hatta tarih! 
Sayın Doç. Dr. Elnur Ağayev’i yakından tanıma olanağı bulduğum için mutluyum. Peş peşe eserler vermesi üretkenliğini gösteriyor ki geriden başka çalışmalarını da göreceğimiz inancını pekiştiriyor.
Kutlarım Elnur Bey! Şahane iş yapıyorsunuz. Daha nice nice kitaplara!     

BENİM LEFKEM
Konu Lefke olduğuna göre, başka diyeceklerim de var: 
Elnur Ağayev’in de değindiği ilkokuldan öğretmenim Talat Yurdakul Lefke’liydi. Sevilip sayılan, sürekli bir şeyler yapan bir öğretmendi. “Lefke” adı okulda ve köyde çok konuşulurdu. Bundan olacak, Lefke adı daha o zamandan iyice beynime kazınmış; çocukluğumda, babam ve İngiltere’den gelen ayımla yaptığım ilk gezimde, adı beynimde çakılı Lefke’yi de görmek beni çok heyecanlandırmıştı.
1962’de “belediyeler müfettişi” olunca, Lefke’ye defalarca gittim ve Lefke’yi asıl o zaman tanıdım. 
1968 sonrasında Ada’ya göreceli barış geldiği yıllarda Lefke’ye ailece sıkça gidişlerimiz oldu. Bir arkadaşım orada öğretmenlik yapıyordu ve evi Lefke’deydi. Eşimin sınıf arkadaşı da orada öğretmendi ve evi Yedidalga’daydı. Birçok kez bu arkadaşlarda yatılı konuk olduk.   
Daha sonraki yıllarda, Lefke’ye politikacı olarak çok kez gittim.    
Harid Fedai Bey’le de, değişik zamanlarda ve değişik dost ve konuklarla Lefke’deki evine ve portakal bahçesine gidişlerimiz oldu. 
Lefke’nin portakal bahçesinden az portakal, mandalina yemedim. 
Son yıllarda Lefke seferlerim arasına Lefke Avrupa Üniversitesi girdi. Konferans vermek ya da sempozyumlara katılmak için yılda birkaç kez Üniversite’ye gidiyorum.
Sözün kısası Lefke’nin yaşamımda bir yeri var ve onu seviyorum.  
LEFKE GİRNE OLMASIN LÜTFEN!
Son dönemlerde günün çok değişik zamanlarında yolum Girne’ye düştü: İnsanı çıldırtan, çileden çıkartan bir kimlik kazanmış güzelim şirin belde! O ne yoğunluk, o ne trafik, o ne karmaşa, o ne beton yığınları, o ne yüksek yüksek yapılar? 
Tanrı aşkına, dağla deniz arasına sıkışmış, altyapısı güdük ve gelişmeye, geliştirilmeye namüsait coğrafi konumdaki bir kenti, hangi akıl, hangi mantık, hangi vizyon, hangi öngörü, hangi planlama bu duruma düşürdü? Yoksa akılsızlık, mantıksızlık, vizyonsuzluk, öngörüsüzlük, plansızlık mı demeliyim? Ya da “rant” sevdası mı?
Tabii ki, bu durumdan tek başına bugünkü belediye başkanını suçlayacak kadar insafsız değilim, ama sorun çözme yeteneği olmadığı gibi, bir bütün olarak, sorun yaratan siyaset kurumuna ne söylesem azdır: Yazıklar olsun! Bunu da becerdiniz.
Girne’nin, elbette ki ne yapılırsa yapılsın bir çekici yanı vardır ve olacaktır, ama artık o bilinen Girne olmaktan çıktı. Evet, Kıbrıs deyişiyle Girne “şeher” oldu ama o bildiğimiz Girne değil artık!
Gelelim Girne - Lefke bağlantısına!
Lefke’yi çok sevdiğimi belirttim. . O yemyeşil Osmanlı kasabası hali çok çekici gelir bana! Doğallığına, yüksek yerlerinde gözümün önüne serilen o muhteşem görüntülere bayılırım. Hiç ama hiç kuşkusuz Lefke Avrupa Üniversitesi, Lefke’nin can damarıdır ve öyle olmalıdır. Öğrenci sayısının 10 000’in epeyce üzerine çıkmış olduğu yönündeki haberler ya da söylemler de elbette ki güzel! Ayrıca Lefke ilçe de olmuş. İskele’nin ilçe oluş sürecinin yavaşlığına baktığımızda, hemen değilse de, ilçe olmanın epeyce getirisi olacağı, bu bağlamda yapılaşma gerektireceği de kesin! Bunlara koşut olarak, yapılaşma hızlı bir betonlaşma biçiminde başladığı söylemleri can sıkıcı!
Elbette ki ilçe olan, binlerce öğrenci konuk eden Lefke’de yoğun bir yapılaşma başlaması, eşyanın doğasına ters değil! 
Ama lütfen bu yapılaşma betonlaşarak ve diklemesine olmasın!
Lütfen Lefke Girne olmasın!
Lütfen!