Uluslar arası hukuk huk mu der, uk mu der. Hukuk mu der,

Guguk der guguk.

Dünyada ikiyüzün üstünde tanınmış devlet var beş on tane de tanınmamış.

DSÖ ( Dünya Sağlık Örgütü) 132 devletin bu salgını aşıya ulaşamadan geçireceğini açıkladı.

Başta anlı şanlı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ( AİHM) olmak üzere uluslar arası hukuk dediğiniz ve tapındığınız hukuk kurumlarından tıss çıkmadı.

Niye çıksın ki değil mi.

Çad, Gambia, Sudan, Liberya, Cibuti, Laos, Sao Tome, Gana, Moritanya ve daha niceleri bu devletleri  devlet olarak kabul etme ve her birine Fransa’ya, Alamanya’ya, ABD’ ye gösterdiği önemi ve titizliği göstermek zorunda mı AİHM, evrensel hukuk. Değil.

Niye değil. Çünkü evren dediğiniz şey, Hristiyan beyazların yaşadığı kuzeybatı çeyrek küreden ibaret.

Hal bu iken, hal bu değil diye inatla uluslar arası hukuktaki yerimizi kaybetmemeliyiz ya da almalıyız diye hıçkıra hıçkıra ağlaşanlar, kendilerini Kıbrıs adasında doğan ve yaşayan Türkler oldukları için, evet sadece bu nedenle insan olarak kabul etmeyen ve hatta Nikos Sampson’a tanıdıkları hakkın aynısını tanımayan uluslar arası hukukun ( AİHM ) kapısında medine dilencisi davranmaya devam edebilirler ve fakat böyle davrandıkça da tırnak kadar değerli bulunmamaktan bile öteye yuvarlandıklarını ve milim kadar değersizleştiklerini, hiçleştiklerini anlayabilirler mi.

Mümkünatı yok.

Zalim karşısında şefaat dilenmenin kime ne faydası olmuş ki tarih boyunca.

Spartaküs’ ü arenaya sürükleyen ve çarmıha geren imparatoru anımsayan var mı.

Dünya döndükçe Spartaküs hep bilinecek, hatırlanacak ve zalimlere karşı mazlumların simgesi olmaya devam edecek