Kim ister ki dostlarını dost bilirken, güzel bir dostluğun yok oluşunun hayal kırıklığına uğrama acısı ile  karşılabilsin bir gün insan. Kim düşünebilir ki, Kardeşlikte bile  Bulunmayacak kadar engin sevgilerin  barındırdırdığı arkadaşlıkların yerini belirsiz aralardan sonra kayıtsızlığın alabileceğininin  kırgınlığını yaşamakla karşı karşıya kalsın bir gün insan. Dostluğun âkibetinin bir gün hüsranla sonuçlanabileceğini  önceden nasıl düşünebilir ki insan?
Evet,doğrudur fanidir insan.... Ancak kalbi duyguların da bir gün Fani olabileceğine inanamaz insan... İnanmak istemesek de dostlardan gelebilecek ihanetin her türü  emsalsiz  acılar verir insana Büyük şair, Cahit Sıtkı Tarancı Yaşarken müşteki olmuş olacak ki, Şöyle bir ifade kullanmıştı şiirinin bir mısraında , "Dostlarla da yollar ayrılmış bir bir, gittikçe artıyor yalnızlığımız" Veya dostluk sadakatine meydan okurcasına, Gönüllerin şairi Aşık Veysel, Ünlü şiirinde," Dost dost diye nicesine sarıldım, benim sadık yarim kara topraktır." derken..
Ünlü şairimizin bu mısrası   başına gelen bir dostluk ihanetini anlatmıyor  mu? Şaire bunu söyleten dostluk sadakatine olan güvensizlik değil de nedir? Konum müstesna dostluklar değil elbette, ama çoğu dostluklar istatistiki bir doğrulukla maalesef adına ihanet demesek bile dostluklar ilk sıcaklığını gittikçe kaybederek Soğumaya mahkum olmaktadır. Bu konuda değerli yazar Andre Gide  "DAR KAPI" romanı hatırlanmaz mı? Sanmaktayım ki okuyucu ilgi romanı okuduktan sonra şöyle bir temenniyi aklından  geçirmektedir.
"Keşke dünyayı terketmek üzere katedilen yolun bitiminde geçilecek olan dar kapıdan  yalnız başına değil de, Birbirlerini çılgınca sevenlerin birlikte geçebilmeleri mümkün olabilseydi.