Çok şeyler söyler. Bilenler bilir ancak bilmeyenler için 1990’larda Kıbrıs’ta yaşanmış bazı ilginç olaylara da referans yaparak anlatacağım. Avrupa Birliği’nin Girit’te yapılan zirvesinde üye Yunanistan Kıbrıs’ın Birliğe üyeliğini da gündeme taşır. Bu tartışılır. Dönemin İngiliz başbakanı John Major toplantı sonrasında yaptığı açıklamada Kıbrıs Cumhuriyeti’nin üyeliğinin yaşanmakta olan Kıbrıs sorunu nedeniyle AB kuralları gereği mümkün olamayacağına dair bir açıklama yapar.
Major’un bu açıklamasından sonra adanın güneyinde İngiliz üslerine yönelik ‘halk tabanlı’eylemler başlar ve bu eylemler üs bölgelerinde ağır sınır tacizlerine kadar varır. Avrupa Parlamentosu Rum milletvekili Matsakis  bu eylemlerin yıldızıdır hatta öncüsüdür. Bir defasında Egemen İngiliz Üsler polisi tarafından,  üs topraklarındaki eylemleri nedeniyle tutuklananları, bizzat polis istasyonunu basarak salıvermesi de vardır. Bu eylemler çeşitlindirilir,  devamlılık kazanır ve tırmandırılır. Amaç garantör İngiltere’ye ‘Kıbrıs sorunu çözümlenmeden de Kıbrıs AB’ne girebilir’ dedirtmektir. Başka türlü AB-Kıbrıs üyelik görüşmelerinin başlayabilmesi mümkün değildir. 
Bir gün bu eylemler bir başka ilginç boyut daha kazanır. Soyadı Şambetas olan genç bir Rum avukat Dikelya İngiliz Üsleri bölgesine girer ve hız sınırlarını bilerek ve kasti olarak aşar. Tutuklanır ve suçları okunarak okunarak ileride yargılanmak üzere serbest birakılır.
Şambetas  bir süre sonra Dikelya İngiliz Egemen Üsleri Mahkemesine yargılanmak üzere çağrılır. Mahkemede salonunda Kıbrıs Barosundan  avukatlar dinleyici bölümünde çoğunluktadır. Şambetas İngiliz savcı tarafından mahkeme salonundaki bilinen kafese girmeye davet edilir. Şambetas bunu reddeder ve İngiliz üsleri mahkemesinin kendisini yargılama yetkisi olmadığını söyler. Ada’da yargılama yetkisinin sadece egemen Kıbrıs Cumhuriyeti’ne ait olduğunu da söyleyen Şambetas, üsler üzerindeki İngiliz egemenliği ve dolayısıyla yargılama yetkisini de tanımadığını söyler.
İngiliz üsleri savcısı bunun üzerine söz alır ve Şambetas’a şunları söyler: ‘ Bir avukat olarak tarih bildiğinizi varsayıyorum. Birleşik Kırallık üsleri Kıbrıs Cumhuriyeti’nden  almamıştır tam tersi BİRLEŞİK KIRALLIK, KIBRIS’IN ÜZERİNDEKİ EGEMENLİĞİNİN  ÜS BÖLGELERİ SINIRLARI DIŞINDA KALANINI 1960 KIBRIS CUMHURİYETİ’NE DEVRETTİ. BU NEDENLE ÜS TOPRAKLARI ÜZERİNDEKİ VAR OLAN EGEMENLİĞİMİZİ  MUHAFAZA ETTİK VE BU DEVAM EDİYOR’
YUKARIDAKİ FOTOĞRAF KARESİNDE 16 AĞUSTOS, 1960 TARİHİNDE ADADAKİ SON İNGİLİZ VALİSİ SİR HUGH FOOT, MAKARİOS VE DR. FAZIL KÜÇÜK TARAFINDAN İMAZALANAN VE İNGİLİZ ÜSLERİ DIŞINDAKİ EGEMENLİĞİN İKİ TOPLUMLU BİR KIBRIS CUMHURİYETİ’NE DEVREDEN ULUSLARARASI ANTLAŞMANIN İMZALANMA ANINI GÖSTERİYOR.
KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ NE KADAR ELEŞTİRİLSE DE, İNGİLTERE’NİN ÜS TOPRAKLARI ÜZERİNDEKİ EGEMENLİĞİNİ MUHAFAZA ETTİĞİ GİBİ KIBRISLI TÜRK TOPLUMUNUN DA, KIBRIS CUMHURİYETİ’NİN İKİ KURUCU TOPLUMLARINDAN BİRİSİ OLARAK, KIBRIS ÜZERİNDEKİ EŞİT SİYASİ EGEMENLİK HAKLARINI MUHAFAZA EDEBİLMESİ İÇİN KURULMUŞTUR.
Kıbrıs Rum toplumunun tek başına AB üyesi olsa bile BM tarafından ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ olarak tanınmış olsa bile üsler dışındaki ada topraklarında tek başına egemen olma hakkı  uluslararası antlaşmalara göre Kıbrıs Türklerinin varlığı ve temsiliyeti olmadan meşruiyet ve hukuksal açıdan en azından  sakat ve eksiktir.
1963’ten sonra geçen 54 yıldan sonra umarız ki, bu uluslararası sakatlık ve eksikliğin düzeltilmesi yoluna gidilir.
BİRLEŞİK KIRALLIĞIN ÜS TOPRAKLARI ÜZERİNDEKİ EGEMENLİĞİ ULUSLARARASI ANTLASMALARA GÖRE NE KADAR TARTIŞILAMAZSA KIBRIS TÜRK TOPLUMUNUN DA  KIBRIS DEVLETİNDEKİ EŞİT EGEMENLİK HAKLARI TARTIŞILAMAZ. FEDERAL VE BİRLEŞİK KIBRIS’A HALA ŞANS VARDIR, AB’NİN GÜÇLÜ ÜLKELERİ BİRİLERİNİN MEGALOMANİLERİYLE OYNAMAYI VE BUNDAN ÜLKESEL KAZANÇ SAĞLAMAYI BİR TARAFA BIRAKIRLARSA.
ANAHTAR AVRUPA BİRLİĞİ’NİN GÜÇLÜ ÜLKELERİNİN ELİNDEDİR. KIBRISLI TÜRKLERİN HAKLARINI ÇiĞNEMEYE VE ÇİĞNETMEYE BİRAN ÖNCE SON VERMELİDİRLER.  
AB’NİN BUGÜNE KADAR GEREK KIBRISLI TÜRKLER GEREK TÜRKİYE’YE VERMİŞ OLDUĞU SÖZLERİ TUTMAMAKTAKİ ISRARI DA UTANMAZLIĞIN ÖTESİNDE BİR DURUMDUR.
2000’Lİ YILLARDA ‘TÜRKİYE KIBRIS  AB’NA ÜYE OLMASINI REHİN ALAMAZ’ DİYEN AB BUGÜN KIBRISLI TÜRKLERİN VE GARANTÖR TÜRKİYE’NİN AB İLE İLİŞKİLERİNİ REHİN ALMA HAKKINI TEK TOPLUMLU DEMOKRATİK VE MEŞRUİYET SAKATLIĞI OLAN KIBRIS CUMHURİYETİ’NE VEREMEZ..AKSİ YETERİNCE İSTİKRARSIZ OLAN DOĞU AKDENİZİ DAHA DA İSTİKRARSIZLAŞTIRIR.
İŞTE TAM BU NEDENLERLEDİR Kİ KKTC’NİN EN BARİZ BİR DİĞER ANLAMI DA, BMGK’NİN 5 DAİMİ ÜYESİ VE AB’Nİ PROTESTO DEMEKTİR. KIBRISLI TÜRKLERİN 2004 YILI REFERANDUMLARINDAKİ TUTUMU VE SÜREGELMEKTE OLAN KIBRIS GÖRÜŞMELERİNDEKİ OLUMLU TAVRI ARTIK OLUMLU BİR YANIT BULMAK ZORUNDADIR..