Uyur gezerlik bir uyku bozukluğudur, tedavisi mümkün mü onu tabipler bilir.

Uyuyan su var mıdır diye sorulsa bana yoktur olmaz olamaz derim.

Kimileri için su birikintileri ya da kadehte şişede maşrapada duran su uyur su olarak nitelenebilir ama değildir su uyumaz.

Durgun dediğimiz su binlerce canı ve yüzbinlerce hareketi barındırır.

Su her zaman yolunu bulur ol nedenle yarın için düşünenler suyun aklına uymalı onu örnek almalıdır.

Uyanıklıktır suyun ifade biçimlerinden biri.

Ve halkın ülkenin yarını yarınları için düşündüğünü konuştuğunu zan ve ifade edenler, böylesi bir iddiada bulunanlar uyanık olmak zorundadır su gibi sular gibi.

Bir süreden beridir KKTC ve Türkiye yetkililerinin Kıbrıs sorununun çözümü hakkında dillendirdikleri görüşlerde olmazsa olmaz hale gelen bir kalıp vardır.

‘‘ Kıbrıs Türk Halkının 1960 Anayasasında / Kıbrıs Cumhuriyeti kuruluş anayasasında var olan , kazanılmış olan / müktesep hak olan EŞİT ULUSLAR ARASI STATÜ VE EŞİT EGEMENLİK HAKLARI BM Güvenlik Koneyi üyelerince ve elbette başta BM üyeleri olmak üzere diğer uluslar arası örgütler ve devletler tarafından teyit edilmeli ve bu eşitliklerin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş anından itibaren var olduğu ve de kaldırılamayacağı deklere edilmelidir ’’ şeklinde açıklanan bu yeni söylem ne yazık ki gençlik derneklerinin arkasında maşrabba olmayı tercih ettiği açık ve net şekilde ortaya çıkmakta olan ( hangi gençlik derneği diye sorarsan ey okuyucu, onların gençlik dönemlerindeki ezberciliğe dayanan inanç ağırlıklı cahiliye dönemi gençlik dernekleri derim ) siyasi örgütlenmeler tarafından dikkatle okunmadı ya da dikkatle okunsa dahi 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti kuruluş Anayasasını bilmedikleri için anlamlandıramadıkları ve kendileri için neredeyse yeniden doğuş anlamına gelebilecek ve Kıbrıs sorununu hakikaten kökten çözebilecek olan bu söylem garip bir şekilde ıskalanmaktadır.

Birkaç ay önce BM Genel Sekreteri Guterres ‘‘ Kıbrıs Türkleri doğumla birlikte eşitlik hakkını kazanmışlardır ’’ demişti ya, işte o deyiş, Cumhur ile Stefanos’un – Mustafa ile Anastasiades’in, Asım ile Andros’un yasalar karşısındaki bireysel eşitliğini değil, Kıbrıs Türk halkı ile Kıbrıs Elen halkının KC devleti karşındaki ve içindeki ve kuruluşundaki ve sürdürülebilirliğindeki kurumsal eşitliğini anlatmaya yönelikti.

Gençlik derneği akılları ve inançları da elbette önemlidir ama adı üstünde o akıllar ve o inançlar gençlik denen birkaç yıla özgü kalmalıdır.

Niye mi öyle kalmalıdır

Kişi hep 18 -24 yaş aralığında kalmaz.

Ben 70’i aşmışsam elbette Ferdi, Mehmet Ali ve hepsi de aşmış olmalı, yoksa aşamadılar mı.

Kıbrıs Türk halkının dünyanın her halkı ile eşit haklara sahip olduğunu savunmak ve kabul ettirmek halkın bütün kesimlerinin görevi olmakla beraber solcuyum diyenlerin boynunda halka karşı borçtur.