İsterseniz günlük gazeteleri şöyle bir tarayınız, hemen hemen tümünde ülkede yaşanan suçlar ve suçlularla ilgili haberleri göreceksiniz. O suçların nedenleri veya suçluların suça yönelişleri nedir, bunu araştırmak lazım.
Zaman zaman Türkiye’li kardeşlerimiz Kıbrıslıları suçlarlar.
“Siz Kıbrıslılar bizi hiç sevmezsiniz” derler.
Gerçekte öyle bir saplantı zaman içinde kendiliğinden oluştu. Tabii ki Kıbrıslıların Türkiye’den gelen üç kağıtçıları kastederek “Bak Karasakal’ın yaptıklarına” derler. Yani Türkiye’den ithal edilen suçlar ve suçlular, maalesef Kıbrıs Türkü’nde bu sabit fikri oluşturdu.
Gerçekte Kıbrıs Türkleri’nin bu saplantıları, diğer tertemiz, sosyal ve kıültürel yapısı mükemmel Türkiye’li kardeşlerimizi tenzih eder durumdadır.
Hani Kıbrıslıların kullandığı bir söz vardır.
“Bir tarlada ot da biter, bok da biter” derler birşeye canları sıkıldığında.
Esasında 1974 sonrasındaki karma hayat başlamazdan önce, Kıbrıslılar kendi içlerinde ve kendi yaşantılarında kabul edemedikleri insanların olumsuzlukları için de aynı kelimeleri kullanırlar.
Gerçekte doğru bir darbı mesel gibidir o söz.
Mesela 1974 Mutlu Barış Harekatı sonrasında Türkiye’den gelen veya Kıbrıs savaşlarına katılan Türkiyeli kardeşlerimiz Kıbrıslı kızlarla izdivaç yapmaya başladıktan bir süre sonra o evlilikler hep hüsranla bitmiştir. Çoluk çocuğa karışsalar da o evlilikler yürümemiştir.
Kültürel farklılıkları olan insanları “suçlu” diye itham edemeyiz. Bu durum, Türkiye’nin çeşitli kentlerinden farklı insanların birlikteliklerinde de olmuştur.
Bunun benzerlerini iskan politikasında da görmüştük.
Örneğin güneyden göçen insanların farklı yöreden gelişleri ve hasbelkader komşu olmalarında bile çok ciddi kültürel ve yöresel yaşam anlayışları çatışmalara neden olmuştur.
Kültürel çatışmalar bir yana... Kıbrıs Türkleri’nin kabullenemediği gerçek husus, bir sürü işsiz güçsüz insanın Türkiye’den gelip uyuşturucu piyasasında cirit atmaları ve çeşitli yollardan hırsızlık veya bıçaklı silahlı olaylara karışmalarıdır. O bağlamda ülkede yaşanan bu kabul edilmez suçlar ve o suçluların varlığı, haliyle tertemiz insanları tedirgin ediyor.
Bakınız... Sadece iki günlük bir gazenin sayfalarına yerleşen suç ve suçlularla ilgili başlıkları göreceksiniz.
9 Haziran tarihli bir gazetedeki suç ve suçlularla ilgili haberler şöyledir:
“Girne’de Garanti Teknoloji isimli iş yerinin camını taş ile kırarak 40 bin TL değerinde cep telefonu ve 2 gin 500 Tl nakit parayı çaldığı tespit edilen 18 yaşındaki Servan Tarı ve suç ortağı İlhami Demirel yakalandı.”
Bir başka başlık da şöyledir:
“Karşıyaka’da yaşan Richard Stuard Cadd’ın evini basarak adamı 5 yerinden bıçaklayan Ramazan Acar aleyhindeki soruşturma tamamlandı. ‘Acar tutuklu yargılanacak!”
Mesela 10 Haziran tarihli gazetelerde de hayli ilginç ama kabul edilmez suç ve suçlularla ilgili haberler vardır.
Bakınız bu haberlerden bazıları nasılmış...
“Narkotik ekiplerinin Bademliköy’de geçrekleştiriği uyuşturucu operasyonunda tutuklanan Tezcan Akkurt ve Kadir Akbulut teminata bağlanırken, Server Aşan’ın suçla bağlantısı olmadığı ortaya çıktı.”
Bu haberle ilgili başlıksa şöyleydi:
“Kayıp hintkenevirinden umut kesildi.”
Bakınız şu haberdeki kabul edilmezliklere.
“Lefkoşa ve Girne’de birçok iş yerinden içki çalarak kayıplara karışan ve önceki gün Girne’de saklandıkları bir otelde operasyonla yakalanan Hüseyin Alav ve Mehmet Göker’in ardından bir kişi daha tutuklandı.”
Alın size bir başka haber!
“Gönyeli’de Fellahoğlu Kuyumculuk soygunu ile bağlantılı tutuklanan 4 kişi hakkındaki soruşturma devam ederken, polis yeni bulgulara ulaştı. ALTINLARI MEZARDA SAKLADILAR”
Sanırım suçlar ve suçlularla ilgili bu başlıkları okuyunca ne demek istediğimi anlamışsınızdır.
Gerçekte bu tür haberler hemen hemen her gün gazete sayfalarında yer alıyor. Dolayısı ile insanların da psikolojileri bozuluyor.
O nedenle Türkiye’li kardeşlerimiz sakın Kıbrıslıları suçlamasınlar “Kıbrıslılar Türkiyelileri sevmezler” diye. Kıbrıslılar gayet iyi bilirler kimi sevip sevmeyeceklerini.
Kıbrıslıların o kadar sağlam ve güçlü hatta ahlak ve karakter sahibi Türkiyeli kardeşleri ile mükemmel dostlukları vardır ki, bu dostluklar mezara gidecek kadar derin ve anlamlıdır. O nedenle “kurunun yanında yaş da yanar” darbı meselei, galiba mideyi bulandırıyor.
Velhasıl suçlular ülkesi olup çıktık...