İç politikayı boş verin. Zaten yeni bir hükümet var ve ona fırsat vermek, uygulamalarını beklemek gerek! 
Kıbrıs konusu yoğunlaşıyor yine! Hidrokarbon konusu, Rum kesiminin ezeli ve (en azından kişisel olarak benim görüşüme göre) ebedi politikası olan, emrivakiler ve pişkinliklerle bu adaya tek başlarına sahip olma hayalleri/politikaları yüzünden tırmanıyor. 
Daha doğrusu Rum – Yunan tarafı tarafından tırmandırılıyor. Yani aslında söylenecek her şey yineleme anlamı taşır. 
Bu bakımdan bugün bilimsel bir etkinliği yazmayı yeğledim. 
5 ve 6 Mart 2018 tarihlerinde Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan “ÜÇÜNCÜ ULUSLARARASI KIBATEK KIBRIS TÜRK EDEBİYATI VE EDEBİYATÇILARI SEMPOZYUMU”ndan söz ediyorum. 
Başkanı olduğum KIBATEK ile KISBÜ (Kıbrıs Sosyal Bilimler Üniversitesi), Kıbrıs Türk Kültür Derneği Genel Merkezi ve KITED (Kıbrıs Türk Edebiyatı ve Edebiyatçıları Derneği işbirliğinde düzenlenen sempozyumun Genel Koordinatörlüğü’nü ben yürütüyorum. Yani bu işte büyük emeğim var.
İki tam gün sürecek olan Sempozyum programında, KKTC’den, çoğu genç, çok sayıda bilim adamı ve araştırmacı yanında, Türkiye, Azerbaycan, Bulgaristan, Gagauzyeri - Moldova, İran, Kazakistan, Özbekistan, Polonya ve Rusya’dan akademisyenlerin sunacağı 67 bildiri var.
Sempozyumun 14 oturumunun adı, hayatta olmayan, Kıbrıs Türk Edebiyatı’nın iz bırakmış edebiyatçıları Ali Nesim, Aşık Kenzi, Bener Hakkı Hakeri, Fikret Demirağ, Hafız Cemal Lokmanhekim, Harid Fedai, Hikmet Afif Mapolar, Kaytazade Nazım, Müftü Hilmi Efendi, Nevzat Yalçın, Osman Türkay, Özker Yaşın, Suna Atun,  Süleyman Uluçamgil adını taşıyor.
Sempozyumun Açılış Töreni, 5 Mart 2018 Pazartesi saat 09.00’da; oturumlar 5 ve 6 Mart 2018 Pazartesi ve Salı günleri AKM’de, halka açık 
olarak yapılıyor.

AKADEMİK ÇALIŞMALARA KONU OLMAYAN EDEBİYAT OLAMAZ
Bir ülkenin edebiyatı olduğunu söyleyebilmek için, yaratılan yapıtlar olması yetmez. Yaratıların, akademik çalışmalara da konu olması, edebiyat bilimi tarafından incelenmesi gerekir. Ayrıca yazınsal eleştiri kurumunun da oluşması koşuldur.
Eleştiri kurumu, yaptım demekle olmuyor. O ülkenin edebiyat ortamı ve özel  koşulları yaratır eleştiri kurumunu! Oysaki yaratılan edebi eserlerin akademik çalışmalara konu olması, biraz da bu yönde çaba harcanmasına bağlı! Bundan dolayıdır ki ben kendim de edebi ürünler yaratırken, bir yandan da yıllardır Kıbrıs Türk Edebiyatı için akademik çalışmalar yapılması yönünde çaba harcadım. Bunun yapılmasını sağlamaya çalıştım. (Yırtındım da diyebilirim.) Bu bağlamda, KIBATEK olarak, 20 yılda 30’un üzerinde uluslararası sempozyum düzenlerken, Kıbrıs Türk Edebiyatı konulu bildirilerin de sempozyum programlarında yer alması için bıkmadan, usanmadan, yorulmadan çaba harcadım. Nitekim kitaplaştırılan her KIBATEK sempozyumunda Kıbrıs’la ilgili birkaç bildiri hep var oldu ama bunlar yeterli değildi. Hep bağımsız olarak yalnızca Kıbrıs Türk Edebiyatı ile edebiyatçılarının konu olacağı bir sempozyum düşledim. 
Sonuçta bunu başararak,. 2014 yılında Ankara’da, 2016 yılında İzmir’de I. ve II. Kıbrıs Türk Edebiyatı ve Edebiyatçıları sempozyumlarını gerçekleştirdik. İkisinde de katılım fena değildi. 
5 ve 6 Mart 2018 günlerinde yapacağımız sempozyum üçüncüsü oluyor ve programında, Ankara ve İzmir sempozyumlarında sunulan toplam bildiri sayısını neredeyse üçe katlayan sayıda, 67 bildiriye yer verildi. Hem de bu bildiriler, oldukça geniş bir yelpaze oluşturuyor ve bu bildiriler arasında, KKTC’nin ve Türkiye’nin yanında, Azerbaycan, Bulgaristan, Gagauzyeri - Moldova, İran, Kazakistan, Özbekistan, Polonya ve Rusya’dan akademisyenlerin sunacakları da var.

BİLDİRİ KONULARI ile OTURUM ADLARI
Bu gibi sempozyumlarda, ana konu ya da konular saptanır. Bildiri konusunu akademisyenin kendisi seçer. Bizim sempozyumda ana konu “Kıbrıs Türk Edebiyatı ve Edebiyatçıları” idi. Katılımcılar bu ana konu içinde bildiri konularını kendileri saptadırlar. Bu bakımdan niye şu var da falan yok? Ya da niye şu konu var da falan konu yok diye sorulamaz. 
Nitekim bazı edebiyatçılar için, 5 bildirili bir oturumu dolduracak sayıda bildiri varken, bazılarında yok. Ama geniş bir yelpazede çok sayıda edebiyatçımız için bildiri sunulacağını söyleyebilirim.  .
Başka bir eleştiri konusu da “niçin falan edebiyatçı adına da oturum düzenlenmediği” yönünde olabilir. Elbette ki, adı bir oturuma verilebilecek nitelikte başka edebiyatçılarımız da var. Ama sonuçta bir tercih yapmak zorundasınız. Biz belirli ölçütler saptadık. İlk ölçüt, hayatta olmayanların adının kullanılması biçiminde oldu. Edebiyatımızın ilkleri olan en eski 4 edebiyatçımızı peşinen aldık. Bildiri sayısına göre toplam 14 oturum olacağı belli olunca, günümüzden geriye doğru giderek 14 sayısını doldurduk.  
Şunu belirteyim ki bu iş sürecek ve başka edebiyatçılarımız adına da oturumlar olacak!

SON OLARAK
Bu sempozyum, bir projenin aşamalarından biridir. 
Bugüne kadar Kıbrıs Türk Edebiyat Tarihi’nin yazılmamış olması, büyük bir eksiklik! Ve büyük mutlulukla belirteyim ki, bu tarih, bir proje kapsamında yazılıyor. 
Kitaplaştırılacak olan Sempozyum bildirileri, edebiyatımız için önemli bilimsel kaynak olacak! Bunu Kıbrıs Türk Edebiyat Tarihi’nin kitaplaşması izleyecek! Ve bunlar gerçekleşince Kıbrıs Türk Edebiyatı’nın akademik çalışmalarının ürünü olacaklar.