Evet, “kendi ayaklarımız üstünde duracağız” söylemi CTP cenahından ilk kez yükseliyor değildir. Bunu daha önceleri de çok kez ifade ettiler, fakat iktidara geldiklerinde bu söylemi unuttular. Haksız da değillerdi, çünkü iktidar olduklarında gerçeklerle yüz yüze kaldılar ve emperyalizmin çirkin yüzünü onlar da gördüler. ***
İsterseniz bir de örnek verelim.
UBP iktidarlarında kamu görevlilerinin maaşlarına her yıl şu veya bu oranda artış yapılmaktaydı. Sonra CTP iktidar, Talât Cumhurbaşkanı, Ferdi Bey Başbakan oldu.
Türkiye’nin cömertçe yaptığı yardımlara rağmen emperyalizmin utanmazca ve ahlâksızca halkımıza uyguladığı ambargolar nedeniyle ciddi ekonomik sorunlar yaşamaktaydık.
Kamu görevlisi maaşlarına zam yapma günü geldiğinde Başbakan Ferdi Bey şöyle dedi:
- Bu sene maaşlara ancak yüzde sıfır zam yapabiliriz.
Bazı tepkiler alınca da Ferdi Bey şunu söyledi:
- Gökten Feriştah inse olmaz.
***
Evet, iktidarda hangi parti olursa olsun elbette kendi kusurlarımızdan kaynaklanan sorunlarımız da vardır, fakat temelde yaşadığımız her türlü felâket ve sıkıntımızın esas nedeni Batı emperyalizminin ambargosudur.
Bu ambargoya rağmen neden çökmedik, neden teslim olmadık ve neden şu veya bu şekilde kendi ayaklarımız üzerinde durabilmekteyiz?
Durabilmekteyiz, ancak kendi gücümüzle durabilir değiliz.
Çökmediysek, teslim olmadıysak, bu da parçası olduğumuz Türk milletinin arkamızda durmasından ve kendi boğazından keserek bize destek çıkmasındandır. Anavatanın desteği olmasa emperyalizmin ambargosuyla başa çıkmamız olası değildi, bugün de değildir. Dolayısıyla tek başımıza kendi ayaklarımız üstünde durabiliriz söylemleri gerçekçi değildir.
***
Bizim politikacılar olarak da, örgütler olarak da vahim bir hatamız var. Yaşadığımız ekonomik sıkıntıların nedenini hep kendimizde aramaktayız. UBP iktidardan düşer, muhalefet olur, CTP’yi suçlar. CTP iktidardan düşer, muhalefet olur, UBP’yi suçlar.
UBP iktidardayken meselâ gıda maddelerine zam yapar, CTP sokaklara dökülür, zammı protesto eder ve bağırmaya başlar:
- Bu zamlar geri alınmalıdır.
Ama aynı CTP iktidara geldiğinde o zamların daniskasını yapar, üstelik kamu maaşlarına sıfır zam uygular.
Ve bu kısır döngü böylece devam eder.
***
Demek istediğim odur ki bizim kendimizden kaynaklanan sorunlarımız olsa da, yalnız siyasal alanda değil, ekonomik alanda da asıl sorumlu ve düşmanımız Batı emperyalizmidir, bu emperyalizmin başını çeken ise adına Avrupa Birliği dediğimiz Avrupa emperyalizmidir.
Avrupa Birliği bizim dostumuz değil, düşmanımızdır. Avrupa Birliği bizi siyaseten ve iktisaden çökertip Rum’a beyaz bayrak çekmemizi temin etmeye adeta yemin etmiştir.
Nedense aslında bir halk olarak da ekonomik sıkıntılarımızı kendi içimizde aramakta ve bizi bu sıkıntılara Batı emperyalizminin düşmanca politikasının soktuğunu görmezlikten gelmekteyiz ki bu vahim bir hatadır.
Atatürk Kurtuluş Savaşı sırasında “bizi yutmak isteyen kapitalizm ve bizi mahvetmek isteyen emperyalizm” demişti.
Bunu unutmayalım, bunu kulağımıza küpe yapmak zorundayız.
Çünkü bunu günlük hayatımızda her gün yaşamaktayız.
***
Not – Bu konuyu daha sonraki yazılarımda da irdelemeye ve kendi kusurlarımızdan olduğu gibi emperyalizmin amansız düşmanlığından örnekler vermeye de devam edeceğim.