Türkiye-Kıbrıs ilişkisini anlatma bağlamında “Türkiye hapşırınca Kıbrıs grip olur” sözü bir gerçeği anlatır. Buna karşın, -özellikle son yıllarda yaşananlar bakımından- Dünya’nın hatta yakın coğrafyanın değil hapşırması, ölüm-kalım savaşı vermesi durumunda bile, bizim -sanki- kılımız bile kıpırdatmıyor. İçinde bulunduğumuz günlere bakıyorum, Dünya özellikle de yakın coğrafyamız yangın yeri ve her an patlayabilir ama bu durum bizim küçük dünyamızda ve de siyaset kurumumuzda pek yankı bulmaz. Özellikle siyaset kurumumuz, “keçi can derdinde, kasap et derdinde” örneği bu aralar seçim derdinde! Seçim konusunda bir tuhaflık var: Halkta/seçmende kılı kıpırdamıyor görüntüsü var. Oysa, Kıbrıs Türkleri’nin varoluş savaşımı bitmedi, çünkü moda deyimle beka sorununun süregidiyor. Süregitmesi bir yana, giderek daha büyük bir bela yaklaştıkça yaklaşıyor.
***
Bir şeyi iyice anlamamız gerekir: İngiliz Üsleri yetmezmiş gibi, ABD’nin de Ada’ya çöreklenmesi yeni felaketlerin habercisidir. Bu bir felaket dellallığı değil çünkü yakın tarihlerde ABD’nin girdiği her yerde felaketin daniskası yaşanmıştır ve yaşanmaktadır. Daha beteri var. İsrail’in Güney’de, istihbarata dayalı iki gizli üssü olduğu yönünde, -bildiğim kadarıyla yalanlanmayan- haberler de var. Bu üsler olmasa bile, Güney’e tüm Kuzey’i hatta Anadolu’nun güneyini etki altına alabilecek İsrail silah sistemleri aktığı sır değil!
Biliyorduk ama bir daha kanıtlandı ki ABD demek İsrail, İsrail demek ABD demektir. ABD, İsrail için dünyayı yakmaya hazırdır ve artık İsrail de Kıbrıs denkleminde, bizim karşımızda yer alan, göz ardı edilemeyecek, bela yüklü bir etkendir. Hem de bu topraklarda gözü olan, üstelik sırtını ABD’ye dayayarak gözü olan yere sahip olabilmek için eyleme geçmekte tereddüt etmeyen bir etkendir söz konusu olan!
***
Yerleşmiş bir kanıya/algıya göre eşitlik konusu çözümlenirse Kıbrıs sorunu çözümlenir. Bana göre hikâye! Çünkü Kıbrıs sorunundaki çıkmazların başında, (Kıbrıs Türkleri bakımından) güvenlik sorunu gelir. Güvenlik sorunu sağlam temellere oturtulmayan bir çözüm, (nasıl bir çözüm olursa olsun) kalıcı değildir. Ki Kıbrıs Türkleri’nin güvenliğini bir tek Türk Silahlı Kuvvetleri sağlayabilir. Gerisi (BM, AB, ABD vs) sadece martavaldır, bile bile lades olmaktır. Üstüne üstlük, eşitlik sorunu çözümlense bile (ki bir ütopyadır) güvenlik sorununu çözmek, deveye hendek atlatmaya benzer. Dahası süreç, girerek yalınlaşmıyor, çapraşıklaşıyor.
Gerçek, hiç de romantik ve kulağa hoş gelen siyasal söylem ve sloganlarla dile getirildiği gibi değil, hiç değil!
Dünya Hapşırınca…
İsmail BOZKURT
Yorumlar