Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman şu hususu seçimden önce de sık sık vurgulamaktaydı:
- Kıbrıs’ta iki halkın eşitliği pazarlık konusu değildir.
Seçimden sonra şunu da dillendirdi:
- Kıbrıs sorununa çözüm bulmak halklarımıza karşı müşterek sorumluluğumuzdur.
***
Bu söylemlerde önemli kavramlar şunlardır:
- Halk ve eşitlik.
Her iki kavram da hayati önemdedir, çünkü halk olmadan eşit olamazsınız, eşit olmadan da halk olamazsınız. İki kavram yapışık ikizler gibidir, ayrılamazlar.
***
Rum’un çözümden kaçınmasının ve uzlaşmazlığının nedeni de zaten bu gerçekten kaynaklanmaktadır.
Rum tarafı bizi bir halk olarak tanımıyor ve kabul etmiyor.
Onlara göre biz Kıbrıs’ta bir halk değil, azınlık bir toplumuz.
Onlara göre Kıbrıs’ta iki halk yoktur.
Onlara göre Kıbrıs’ta iki toplum ve tek halk vardır.
***
Rum tarafı Kıbrıs’ta iki halk olduğunu, burada iki eşit varlık bulunduğunu, 1960 anayasasında da tescillenmesine rağmen, neden yok saymakta ve inkâra yeltenmektedir?
Çünkü eğer HALK iseniz kendi kaderinizi tayin hakkınız vardır, halk değilseniz böyle bir temel hakkınız yoktur. Halbuki Rum tarafı Kıbrıs Türk’ünün kendi kaderini tayin hakkı olduğunu reddediyor. Onlara göre kendi kaderini tayin hakkı olan halk, Türk ve Rum toplumlarından oluşan Kıbrıs halkıdır. Yani Kıbrıs’ın kaderini tayin açısından Rum nüfus çoğunluğu ne derse o olacaktır. Rum tarafı Rum devleti derse Rum devleti kurulacak, ENOSİS derse ENOSİS olacaktır.
***
Rum kafası budur, 57 yıldan beri müzakere masalarında dirsek çürütülmesine rağmen çözüme ulaşılamamasının arkasında yatan gizli gerçek de budur. Rum tarafı masada bize “eşit değilsin” demiyor, hatta kerhen de olsa “eşitsin” diyor, ancak sıra eşitlik kavramının altının doldurulmasına geldiğinde, yani iş beyaz kâğıt üstünde eşitliğin kaleme alınmasına sıra geldiğinde, masaya öyle şartlar koymaktadır ki eşitlikten eser kalmıyor. Bizi halk olarak kabul etmediği için tatbikatta eşitliği de buz üstüne yazılmış bir yazı olarak tescile kalkışıyor.
***
Denktaş’ın önündeki engel buydu, Talât’ın önündeki engel buydu, Eroğlu’nun önündeki engel buydu, Akıncı’nın önündeki engel buydu. Erhürman’ın önündeki engel de budur, bu olmaya devam edecektir. Bu nedenle Erhürman’ın Halk’tan ve Eşitlik’ten bahsetmesi doğru, fakat eksiktir. Bu kavramların altını doldurması ve bundan doldurulmuş şekliyle Rum’u haberdar etmesi gerekecektir.
Masada, eğer masa olacaksa, Erhürman’ın Rum’a sorması gereken ilk soru şudur:
- Bizi kendi kaderini tayin hakkı olan bir halk ve sizle eşit bir halk olarak kabul ediyor musunuz?
Evet derse demek ki konuşulacak bir şeyler var demektir. Aksi takdirde boşuna gayret, masalarda 57 yıl daha cebelleşmek gereksiz.
***
Erhürman müzakerelerin başlaması için Rum lidere 4 maddelik bir metin iletmiş. Rum tarafı 3 maddeyi kabul etmiş, dördüncü maddeye yanaşmıyormuş. Kimilerine göre bu dördüncü madde Rum’un kimyasını bozmuş. Bozar tabii, çünkü Rum bizi bir halk olarak kabul etmeye ve kâğıt üstünde değil, gerçek bir eşitliğe razı olmaya hiçbir zaman yanaşmamıştır ve yanaşmayacaktır.
Görünen köy kılavuz istemez ve inanmak isterim ki Erhürman bu müthiş gerçeğin farkındadır.
Halk Ve Eşitlik
Fuat Veziroğlu
Yorumlar