Ne diyor Rum lider Niko efendi:
- Garantiler kalkacak.
***
Başka ne diyor:
- Türk askeri gidecek.
***
Başka ne diyor:
- Fonksiyonel devlet isterim.
***
Başka ne diyor:
- Ben EOKA’dan ilham almaktayım.
***
Ve daha başka ne diyor:
- Çocuklarımıza ve torunlarımıza EOKA’yı anlatmalı ve öğretmeliyiz.
***
Bu sözleri arada sırada eskiden de nakarat ederlerdi.
Meselâ 1 Nisan EOKA gününde.
Meselâ 28 Ekim OHİ gününde.
Meselâ 25 Mart Yunan bağımsızlık gününde.
***
Ama şimdi…
Niko efendi bunları neredeyse her gün tekrar etmekte.
Zamanlaması şahane ve manidar.
Tufan Erhürman seçildikten sonra bir makineli tüfek gibi patlatıyor bunları.
***
Garantiler kalkacak ve Türk askeri gidecekmiş.
Ne demek bu?
- Sizi 21 Aralık’ta olduğu gibi tavuk misali kesmeye başlarsak hiç kimse sizi kurtarmaya gelemesin.
***
EOKA’dan ilham almak ne demek?
EOKA eşittir ENOSİS olduğuna göre değer mi üzerinde durmaya?
***
Peki, “fonksiyonel devlet” demek ne demek?
Fonksiyonel devlet demek, çalışan, işleyen devlet demek.
Ve bu hikâye hiç de yabancı gelmiyor bana.
21 Aralık saldırılarına gerekçe hazırlamak üzere Makarios anayasada 13 maddelik bir teklif sunduğu zaman dayandığı nokta aynıydı:
- İşleyen devlet isterim.
***
Makarios’a göre işleyen devlet ise o devletin anayasasındaki Türk haklarının kökünün kazınması demektir. Bunu kabul etmediğimiz için bize saldırdılar, bize katliam uyguladılar.
Şimdi Niko efendi aynı temcit pilâvını henüz koltuğunu ısıtma fırsatı bulamamış Tufan Erhürman’ın önüne koymakta.
***
Evet, garantiler iptal olsun, Türk askeri gitsin, fonksiyonel devlet örtüsü altında Türk hakkının olmadığı bir Rum devleti kurulsun, bu devleti EOKA’dan ilham alarak yaşatalım, çocuklarımıza da EOKA aşısı vuralım, Niko’nun söylediklerinin tek neticesi bu.
Hal böyle olduğuna göre Kıbrıs işi bitmiştir.
Oldu da bitti maşallah.
O zaman masaya, müzakereye, görüşmeye ne gerek?
Yanmış harmanın öşürü mü olur?