Buz tutmuş karanlıklarda Ölümüne boğuşurken insan, Sendin politeizmin mitolojik  ateş Tanrısı Prometius, Sendin insanlığı Ateşe kavuşturan Ardından Uygarlığı  ateşleyen  kahraman.

Ateşten yoksun iken insan Nasıl yaşamıştı çırıl çıplak buz kesmiş dünyada, Nasıl ömrünü sürdürebilmiş Böylesine zor koşullarda insan. Ve soyunu devam ettirmeyi başarmış Bunu anlamak gibi hayal etmek bile zor.

İnsanda gayrı canlıları, akıl dışında her türlü donanımı sağlamıştır doğa. Ne yiyeceğinden ne giyeceğine, Nasıl üreyeceğine kadar. İnsanınsa tek bir silahı var:AKIL... Akılda doğuştan kaim çareler yok Sadece tecrübe etmeyi  emreder insana AKIL.... Tecrübe esnasında yapacağı her hatanın Bedeli ise ölümdür insana.

İşte insan öğrendiği her bilgiyi  Ölüme karşı savaşarak elde etmiş  Trajik bir varlıktır. Bir  de üstüne üstlük  tarihi Bir misyonu daha var insanın... Bu kadar meşakkatla öğrendiği  Her bir doğru bilgiyi geleceğe aktarmak.

Ateşin keşfi  en büyük hamle olmuştur Uygarlığın gelişmesi adına. Belki de bu kadar önemli olan bu keşfi Tanrıya atfetmeyi  uygun bulmuş  Mitolojiler. Tıpkı Yunan Mitolojisinde Ateşin keşfinin PROMETİUS’A  Atfedildiği gibi.

Ancak kanımca medeniyeti yararan Tüm keşiflerin de icatların da gerçek sahibi İnsandan başkası  olamaz. AKLIN SAHİBİ İNSANDIR UYGARLIĞI YARATAN.

Seçeneksizdir Yaşam

                                    Teoman ERSÖZ

Her kime sorsalar İster fakir olsun,isterse zengin, İster kahkahalarla yaşasın ilelebet isterse devamlı bedbin ve üzgün Hepsinin ortak tarafı aynı: Hayatı sevmek.

Hayatın karşıtı insana ters gelir. Hangi canlı hayatın karşıtının sevildiğini savunabilir ki .. Hayattan öteyi gören,işiten kim? Hayatın karşıtını kim gördü,kim bilir? Veya hayat ötesinde ne vardır? Var diyenler kanıtlayabildiler mi şimdiye kadar.

O halde insan bilmediği bir durumu nasıl ve neden sevsin ki? Dili olsa insan dışı canlıların ve sorulsa onlara hayatı mı  hayat ötesini mi tercih ediyorsunuz diye Elbette hayatı tercih ettiklerini ifade edecekler.

Elbette bir başka ifade ile yaşamı sevecekler tümden. Aslında bence özellikle insan yaşamı değil, yaşam heyecanını sevmektedir.

Yaşamın heyecandır insanı yaşama bağlayan. Heyecan olmasa yaşamda Sevinç ve keder olmasa Ve sükunetle karşıtları korku veya öfke Mutlu olma isteği ile oluşan hayal... Kimse hayalin hayal kırıklığı ile de sonuçlanabileceğini düşünerek hayal etmekten vazgeçmez.

Hayaldir insanı hayata sıkı sıkı  bağlayan neden. İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar diyen Yahya Kemal haksız mı? Bu nedenle insan gerekirse ser verir de hayattan asla vaz geçmez.