Sayın okularım bu yazımı 2 Nisan’dan sonra yazmak isterdim. Ancak Anastasiades’i  TV de dinleyince, kendi, kendime ( Acaba kapıyı vurup, müzakere masasını terkeden O değilmiydi ?) diye sordum. Pişkinliğin bu kadarı yani... Gerçekleri bu kadar ters yüz edebilen birisi ile nasıl antlaşacaksınız ? Üstüne üstlük ( Ben yemekte Güven artırıcı önlemleri konuşmam ) diyor. 
Siz hiç herhengi bir Rum veya Yunan yetkiliden ‘ Federal Cumhuriyet kuracağız, bunun gerçekleşmesi için de Türklerle Siyasi, sosyal eşitlik sağlanması gerekir. Dönüşümlü Başkanlık, iki kesimlilik ve iki toplumun özgür iradesi, güvenliği, Türk-Yunan dengelerinin korunması ‘ gerekir dediğini duydunuz mu?
Kasulides çok daha kaypak... Biz diyor Dünyaca tanınmış bir Devletiz, ama KKTC değil. Peki sayın Kasulides, seni kim nasıl tanıdı?  
4 MART 1964 TARİHLİ BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KARARININ ÖNEMİ NEDİR
Kıbrıs Türklerine 21 Aralık1963 başlayan Saldırıların sürmesi üzerine 24 Aralık 1964’de bir toplantı yapan Türkiye Hükümeti, ateş-kes anlaşmasına uyulmaması halinde ateş-kesin Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından sağlanması yönünde bir karar aldı.
Ancak saldırılar yine durmadı, tam aksi, Yunan Alayı da saldırılara katıldı. Küçük Kaymaklı düştü. Lefkoşa’ya saldırılar yoğunlaştı.
Bunun üzerine 25 Aralık 1963’de, Türk Savaş uçakları Lefkoşa üzerinde alçak uçuşlar yaptı.
Bir müdahaleden korkan Rumlar, İngiltere’nin arabuluculuğu ile bir ateş-kesi kabul etti.
27 Aralık günü bir İngiliz generalin komutasında üç garantör ülkenin askerleri "Barışı Koruma Kuvveti" adı altında göreve başladı.
Bu arada 30 Aralık günü görevli İngiliz general tarafından mevcut durum çerçevesinde YEŞİL HAT çizildi.
Bu hat, Lefkoşa’nın Türk ve Rum kesimini ayıran ve Rum saldırılarının durdurulduğu hattı. Yeşil bir kalemle çizildiği için adına YEŞİL HAT denmişti.
Diğer yandan Denya, Ayvasıl, Şillura köyleri işgal edildi. Ayvasıl köylüleri toptan kadledilerek toplu mezara gömüldüler. 24 Aralık günü yer alan bu katliamda 21 sivil insan katledildi.
1 Ocak 1964’de ise Makarios 1960 anlaşmalarını tek yanlı olarak feshettiğini açıkladı. Ardından Şubat ayı içinde Arpalık, Limasol, Baf, Mağusa, Poli Türkleri saldırıya uğradı. Onlarca Türk yollardan, evlerinede toplanarak öldürüldü. Köyleri yıkıldı yakıldı.
Bunun üzerine Türkiye 13 Şubat 1964’de Güvenlik Konseyi’ne baş vurdu.
Güvenlik Konseyi 4 Mart 1964 tarihinde bir karar aldı.
Bu kararda Kıbrıs’ta durumu kötüleştirecek davranışlardan kaçınılması, bu amaçla bir BM. Barış Gücü kurulması ve bir arabulucunun tayini istenirken "Kıbrıs Hükümeti"nden şiddet ve kan dökülmesini önleyecek her türlü tedbiri alması isteniyordu. Birleşmiş Milletlerin Ada’ya Barış gücü gönderebilmesi için ‘bir Otoritenin olması gerekir’ dendi ve Kıbrıs Cumhuriyeti makamını silah zoru ile zapt eden Makarios hükümeti ile ‘Kıbrıs Hükümeti’ olarak iştişarelere başladı.
ALLAH GANİ GANİ RAHMET EYLESİN, O GÜN KÜ TOPLANTIDAN R.R. DENKTAŞ BEY AĞLAYARAK ÇIKTI... ÇÜNKÜ BU KARARIN NE KADAR ÇARPITILABİLECEĞİNİN FARKIN DA İDİ... ve ÖYLE DE OLDU.
 İşte bu SAKAT "Kıbrıs Hükümeti" ifadesidir ki, yasadışı Rum yönetiminin yasal Kıbrıs Hükümeti olarak tanınmasını sağlamıştır. 
Çünkü bütün dünya bu karara dayanarak yasal hükümet olarak devleti ele geçiren Rum yönetimini tanıdı. Güya geçici bir karardı.
Türkiye de, gerek Kıbrıs’ta Türk kanı akıtılmasını önlemek için bir an önce ateş-kes olmasını sağlamak, gerekse Güvenlik Konseyi üyelerinin kendisine Rumları yasal hükümet olarak tanımayacakları şekilde verdikleri güvenceye dayanarak, bu karara olumlu oy vermiştir.
 BM Güvenlik Konseyi üyeleri ise verdikleri sözleri tutmayarak, gayrı meşru, gaspçı Rum idaresini tüm Kıbrıs’ın meşru hükümeti olarak tanımıştır. Bundan sonra bu karar gaspçı Rum idaresinin Kıbrıs hükümeti olarak tanınmasını sağladığı, ve iptal edilmediği için 1960 Londra Zürih Andlaşmalarını tek taraflı fesh eden Makarios rejimine destek sağlamaktadır. 
İşte BM nin iki yüzlülüğü... Neden mi? Bir ülkenin tanına bilmesi için Uluslar arası prosedüre uyması ve kurulması amacı ile antlaşma gerekir. 1960 Londra- Zürih antlaşmaları tam anlamıyle bunu ihtiva eder. BM de onaylanmış ve kabul edilmiştir.
Peki sayın Kasulides sizin silah zoru ile Türk ortakalarınızı , çok hak elde ettiler masakaralığı ile , asıl hedfiniz olan Yunan yayılmacılığının örneği ENOSİS ideali ile gasp ettiğiniz. Sizin Kıbrıs Cumhuriyeti dediğiniz, Cumhuriyet hangi kriterlere uyar? BİR TOPLUMUN DIŞLANMASI, HAKLARININ GASP EDİLMESİ, MASUM İNSANLARININ ÖLDÜRÜLMESİ, ÖZGÜRLÜKLERİNİN 43 YIL ENGELLENMESİ HANGİ ULUSLAR ARASI KRİTERLERE UYAR ???
Yazacak o kadar çok şey var ki. Sizin samimiyetsizliğinizi çok açık ve net ortaya koyuyor. Bu durum da müzakerelerin devam etmesi imkansızdır. Hep çatışma ve düşmanlık kültürü ile zehirlediğiniz nesiller aynen 1974 de olduğu gibi bedeller ödeyecekler. Savaş’dan bahsetmiyorum. EKONOMİNİZİN ÇÖKTÜĞÜNDEN BAHS EDİYORUM.  HALKINIZA GERÇEKLERİ AÇIKLAMADIĞINIZDAN BAHS EDİYORUM. TÜRK DÜŞMANLIĞI İLE BECERİKSİZLİKLERİNİZİ KAMUFULE ETMEYE ÇELIŞTIĞINIZDAN BAHS EDİYORUM... AVRUPA BİRLİĞİ MERKEZ BANKASI BORÇLARINIZIN ÖDENMESİNİ İSTİYOR. ARTIK SABIRLARININ TÜKENDİĞİNİ SÖYLÜYORLAR. ALDIĞINIZ KREDİLERİ BONKORCE HARCADIĞINIZDAN ve YETERLİ FİNANSAL ÖNLEMLERİ ALMADIĞINIZDAN BAHS EDİYORLAR...
BREXIT nedeni ile Yunan ekonomisinin çok büyük zararlara uğrayacağı kesin. Direk olarak İngiltere ile olan Ticareti ve Turizmi etkilenecek. Yıl da 10000000 Bir milyar Euro olan Ticareti sekte ye uğrarken, Turizim de İngiltere’den beklenen 2000000 iki milyon Turist önemli ölçüde azalacak.
Daha da kötüsü AMB aynen size olduğu gibi Yunan borçlarının ödenmesini taleb ediyor... Çok merak ediyorum ne yapacaksınız ? Yaşlıların maaşlarından daha nekadar kesintiye gideceksiniz? Yoksa yine zenginlerin mevduatlarına bir kez daha mı el atacaksınız...
İngiltere’de yaşayan 60000 Yunalının akibeti ne olacak? Yüksek tahsilde ki öğrenciler en az %40 daha fazla duhuliye ödemek mecburiyetinde kalacak...
Sizin problemlerniz de ayni frekans da. 
İngiltere Bankaların da mevcut portfolio’nun değer kaybına uğrayacağı kesin.
Tabii bir de AB nin yıllık bütçesine önemli katkı da bulunan İngiltere’nin parası olmadan Tarım alanların da kullanılabilecek  olan yardımların da azaltılacağı muhakkakdır.
İŞTE BU AHVAL DE SİZ HALA ESKİ HAMAM ESKİ TERANE TÜRK DÜŞMANLIĞI İLE SORUNLARINIZI ÇÖZECEĞİNİZE İNANINIZ. NASIL OLSA BALLİGARİLİK SATARAK YİNE O KOLTUKLAR DA OTURURSUNUZ...
KUSURA BAKMAYIN AMA İLK ÖNCE BU HASBEL KADER PAYLAŞTIĞIMIZ ADA’DA BİZLERE İNSANCA DAVRANMAYI ÖĞRENİN... BİZİ AŞAĞILAMAK ZİHNİYETİNDEN VAZ GEÇİN. ÖYLE SİZE BAZI İMTİYAZLAR TANIRIZ SİZ DE BUNLARI KABUL EDERSİNİZ, AMA SİYASİ EŞİTLİĞİNİZ OLMAZ, DÖNÜŞÜMLÜ BAŞAKNLIK OLMAZ. TÜRK ASKERİ ADA’DAN GİDER DERSENİZ VE TÜRK YUNAN DENGESİNİN BOZULMASINI VE KENDİ EGEMENLİĞİNİZİN Ada’da şamil olduğunu iddia ederseniz, Ada  bölünmüş olarak kalır ve herkes yoluna devam eder.
Şayet gerçekleri ters yüz edip Halkınıza doğruları söyler ve Kıbrıslı Türklerle insanca adil bir andlaşma yaparsanız O zaman Türkiyenin size vereceği bütün nimetlerden faydalanabilirsizniz.  
Yukarda bahs ettiğim sıkıntılardan kurtulursunuz. Türkiye’nin 80000 seksen milyon pazarı size açılır. Kıbrıs bayrağı taşıyan gemiler rahatlıkla seyahat edebilir artı şayet birgün doğal gaz ticareti gerçekleşirse, en makul yol olan en fazla size gelir getirecek Türkiye üzerinden ticaret sizlere maximal kazanç sağlar...
Attempting to convert a platonic friendship into a referandum looks good on paper, but can have unfortunate consequences in reality. 
Tabii ki siz bunları göremeyecek kadar bağnaz ve Türk düşmanlığı ile yoğrulmuşsanız. SİZE SÖYLENECEK TEK BİR ŞEY VAR...
O DA AFİYET OLSUN...