Olanlar yetmezmiş gibi, “emperyal iştaha” kucağımıza bir top daha bırakıverdi. Elbette bunun nurtopu olmasını isterdik ama öyle değil: “Ateşten top” ya da “cehennem topu!”
Shay Gal imzasıyla İsrail’in Hayom gazetesinde yayımlanan bir değerlendirmede, Türkiye’nin Kıbrıs’taki varlığının İsrail için doğrudan “stratejik tehdit" olduğu, bu bakımdan Kuzey Kıbrıs’ın, yalnız Rumlar’ın değil İsrail’in de “ulusal güvenlik sorunu” olduğu belirtilerek, İsrail’in Güney Kıbrıs ve Yunanistan ile koordineli olarak Kuzey Kıbrıs’a müdahale edebileceği bir acil durum plan önerdi.
"Poseidon’un Gazabı" adı verilen planda, İsrail’in Kuzey Kıbrıs’taki hava savunma sistemlerini etkisiz hale getirmesi, istihbarat merkezlerini yok etmesi ve Türk güçlerini Ada’dan çekilmeye zorlaması öngörülüyor. Yazar, bu planı "acil durumlara özel" ve -nedense- “İsrail çatışma istemiyor, ama hazır olmalı” vurgusuyla gündeme getirdiğini açıklama gereğini de duydu. Bu arada İsrail’in, uzun yıllar Kıbrıs sorununu bir “Yunan-Türk meselesi” olarak gördüğü ancak bu yaklaşımın artık değişmesi gerektiğini de vurguladı.
Güya uluslararası hukuk denen maskaralığa uydurulsun diye, bir yerlere saldırmadan önce bir gerekçe de uydurulur ya -nedense-, Shay Gal denen adam da bakın Kuzey Kıbrıs’a saldırı gerekçelerini nasıl sıralamış:
Kuzey Kıbrıs, Hamas ve İran Kudüs Gücü gibi terörist grupların faaliyet gösterdiği bir alan haline gelmiş.
Türkiye’nin insansız hava araçları (İHA) konuşlandırdığı Geçitkale Havaalanı, askeri üs faaliyetleri, sinyal istihbaratı (SIGINT) altyapısı ve füze sistemleri “İsrail’e yönelik tehdit unsurları” imiş.
Batı istihbarat raporlarına göre Türkiye, balistik füzeleri ve gemisavar sistemleri ile İsrail'in gaz platformları ile sahil kentleri hedef alabilirmiş.
***
Adım gibi eminim ki, Shay Gal denen adamın yazdıklarının deli saçması, bir manyağın hezeyanları ya da onun kişisel değerlendirilmeleri olduğu, dolayısıyla önemsenmemesi gerektiği yönünde konuşup yazan çok kişi olacaktır. Olabilir, haklarıdır. Gerçekten de deli hatta zır deli saçması ya da bir manyağın döktürdüğü inciler olabilir. Aklı başında bir insanın kişisel düşünceleri de olması mümkün!
Amma ve lâkin, Hayom gazetesi ile yazıyı kaleme alan Shay Gal denen adamın, Netenyahu’nun yandaşı ve destekçisi olmasına ne demeli? Üstelik Shay Gal denen adamın önermeleri tam da Netenyahu’nun tarzı ile bire bir çakışıyor.
Kıbrıs sorununun çıkmaza girmesi, eşitlik haklarımızın kabul edilmemesine bağlanır genellikle! Bir anlamda doğrudur ama 1963’ten günümüze kadar yaşanan tüm süreçler, Kıbrıs Türkleri’nin eşitlikten önce güvenlik sorunu ile yüz yüze olduğu gerçekliğini ortaya döktü vd dökmeye devam ediyor.
Kişi olarak benim hiç kuşkum yoktur: Özellikle İsrail de denklemin içine girdikten sonra, Türkiye güçsüzleştiği ya da denklemden çıkarıldığı an, biz Kıbrıs Türkleri’ni yok oluşa götürecek bir sürecin başlaması çok büyük olasılık. Bu bakımdan, Shay Gal denen adamın yazıklarını olacakmış gibi ciddiye almak gerekir. Unutmayalım ki İsrail tek başına olmayıp arkasında başta ABD, diğerleri/emperyal güçler vardır. Gazze’deki soykırımın bile İsrail’in arkasında durdu ABD ve diğerleri!
Sözün kısası, "Poseidon’un Gazabı" her an kucağımızda patlatılabilecek “ateş/cehennem topu” değil, kulağımıza küpe olmalıdır.